Hukukçular, “CHP’nin arka bahçesi” gibi faaliyet gösteren İstanbul Tabip Odası gibi bazı meslek örgütlerinin yürüttükleri “Ekrem İmamoğlu’na mazbatası bir an evvel verilmelidir!” kampanyasının “Anayasa’nın açık hükmünü ihlal” anlamına geldiğini ifade etti.
“CHP’nin arka bahçesi” gibi faaliyet gösteren bazı meslek örgütlerinin yürüttükleri “Ekrem İmamoğlu’na mazbatası bir an evvel verilmelidir!” kampanyasının “Anayasa’nın açık hükmünü ihlal” anlamına geldiğini ifade eden hukukçular, "Anayasamızın 138. maddesi gereğince hiçbir makam, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Bu açıkça Anayasa’yı ihlal suçudur!” hatırlatmasında bulunuyorlar.
Aidatçı odalara düzenleme şart
Söz konusu tavra tepki gösteren vatandaşlar ise, Hükümet’ten bu odalar hakkında gereğinin yapılacağı yönünde açıklamalar geldiğini hatırlatarak,“Meslek mensuplarını zaruri aidat ödemelerinden ve diğer zaruri, faydasız masraflardan kurtaracak, mesleki alanlardaki tekelleşmeleri ortadan kaldıracak bir ‘reform paketi’nin hayata geçirilmesi” çağrısında bulunuyorlar.
Erdoğan “harekete geçilecek” demişti
Anayasal Meslek Kuruluşları niteliğindeki yapılardan bazılarının, terörle mücadele eden güvenlik birimlerini hedef alan açıklamalar yapmalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Tabipler Birliği’nin başındaki “Türk” ifadesine dikkat çekerek, “Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey..." demişti. Aynı günlerde Anadolu Ajansı da hükümetin bu alandaki çalışmalarını şu ifadelerle duyurmuştu: ”Tüm meslek örgütlerine ilişkin çalışma başlatan hükümet, Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipleri Birliği gibi kuruluşların da arasında bulunduğu tüm meslek örgütlerinin adları ve faaliyetleriyle ilgili düzenleme yapacak. Serbest avukatlık yapmak için baroya kayıtlı olma şartı ile serbest doktorlukla ilgili Türk Tabipleri Birliğine üye olma şartları da ortadan kaldırılacak. Doktor, mühendis, avukat gibi meslek sahipleri istedikleri kuruluşlara üye olabilecek. Çalışmalarla, söz konusu kuruluşlara kamudan kaynak aktarılması gibi uygulamalara da son verilecek.”
Asli işlerinden başka her işi yapıyorlar
Anayasa’nın 135. Maddesindeki “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” nitelendirmesinden faydalanarak “dokunulmazlık” kazanan ve üyelerinden topladıkları zorunlu aidatlarla büyük kaynaklara hükmeden bu yapılardan bazılarının, bugünlerde partilerin itirazları üzerine YSK’nın yürüttüğü “Yargı Süreci”ne müdahale eden, YSK’yı baskı altında tutmayı hedefleyen tavırları dikkat çekiyor.
YSK’ya baskı anayasal suç
Üyelerine “kayda değer” katkı sağlamadıkları halde, alanlarındaki “tekel pozisyonları”ndan istifadeyle zorunlu aidat ve zorunlu işlem gelirleriyle büyük kaynaklara hükmeden “Kamu Kurumu Niteliği’ndeki Meslek Kuruşları”ndan bazılarının “İmamoğlu’nun Mazbatasını Verin!” kampanyası yürütmelerinin “suç” teşkil ettiğini belirten hukukçular, “Anayasamızın 138. maddesi gereğince hiçbir makam, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” hatırlatmasında bulundular. Bazı meslek kuruluşların Yüksek Yargı yetkisini kullanan YSK’ya “Ekrem İmamoğlu’na mazbatası bir an evvel verilmelidir!” şeklinde bir hitapla baskı yapmalarının, Anayasa’nın açık hükmünü ihlal anlamına geldiğini belirten hukukçular, bu durumun “suç duyurularına” konu teşkil eden mahiyette olduğunu vurguluyorlar.
Yorum Yazın